https://www.aksam.com.tr
Gelibolu'nun çoban tatlısı olarak da bilinen
peynir helvası 700 yıllık geçmişe sahip. Bu lezzetin Osmanlı saray mutfağında da yer alıyor.
İlk üretiminin 1300'lü yıllarda yapıldığı düşünülen eşsiz lezzet, tuzsuz beyaz
peynir, un ve şeker kullanılarak ortaya çıktı. 1844 yılında Muhammed Kamil tarafından 'Kitabüt Tabbahin' adlı ilk yazılı
yemek yazmasıyla Osmanlı saray mutfağında yerini alan Gelibolu Peynir Helvası, aynı zamanda çoban tatlısı olarak da biliniyor.
Eski dönemlerde teknolojik cihazlar olmadığı için
sütün en iyi saklanma yöntemi
peynir olarak görülüyor. Çobanların, özellikle sürü sahiplerinin,
peynir yaptıktan sonra da çeşitli türevlerde küpe basma, tatlandırma gibi faaliyetleri mevcut. Bu faaliyetlerin en güzel örneği de
peynir helvasıdır.
Gelibolu
peynir helvası yörede yapılanlardan biraz farklıdır. Sadece tuzsuz beyaz
peynir, az miktarda un ve şeker kullanılıyor. Bazı yerlerde irmik, tereyağı kullanıyorlar. Yağlı
peynirden yapıldığı için herhangi bir yağ eklenmiyor. İrmik,
yumurta kullanılmıyor. Katkı maddesi kullanılmadığı için raf ömrü de çok uzun oluyor.
Biraz ekşimtırak,
peynirin o kendine ait mayhoş tadı var. Ama oldukça şekerli bir yapısı da var. Toz şeker kullanılmasının sebebi aslında o kütle haline gelen beyaz
peynirin, şekerin kristalize yapısıyla parçalanmasıdır. Tatlıyı ağzına attığınız zaman bazen çıtır çıtır bir lezzet bırakıyor.
Osmanlı saray mutfağında tutulan kayıtlar var. Muhammed Kamil isimli bir doktor, sarayda pişirilen
yemeklerin insanları rahatsız etmemesi için reçetelendirmiş. Yani Osmanlının ilk yazılı
yemek yazması dediğimiz
yemek kitabını oluşturmuş. Bu
yemek kitabında da bizim
peynir helvasının tarifi var. Tarifinde, 'Az miktarda tuzsuz beyaz
peynir tencereye konur, eritilir, içine biraz un ilave edilir. Toparlandıktan sonra varsa şeker, yoksa bal ile tatlandırılıp, yenir' deniyor. 1844 yılında yazılmış bu Kitabüt Tabbahin dediğimiz ilk yazılı
yemek yazmasında bile bu
peynir helvasının ne şekilde yapıldığı açıkça yazıyor.